BELÇİKA HÜKÜMETİ, FAŞİST TC DEVLETİYLE İŞBİRLİĞİNE SON VERMELİDİR!

Ibrahim Bingöl Yoldaşımız Derhal Serbest Bırakılmalıdır!
On yıllardır halklarımıza zulümden, baskından, işkenceden başka bir şey uygulamayan faşist TC uluslar arası komplolarla devrimcilere, Yurtseverlere yönelik saldırılarına hız vermiş durumda.

Amerika ve Avrupa emperialistlerinin desteğiyle PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN’ını kaçırılıp Türkiye’ye götürülmesiyle birikte zafer naraları atann, devrimcilere ilericilere demokratlara gözdağı vermeye çalışan TC, yeni komplolarla saldırılarına devam ediyor.

Emperyalistierin desteği komplo girişimlerinin TC adına organize edilmesiyle sınırlı değil. Avrupa kamuoyuna tüm bu saldırı ve komplo sürecinin perde arkasını deşifre eden dervrimciler, yurtseverler yine emperyalist güçlerce bastırılmak, susturulmak isteniyor. Abdullah Öcalan'a yönelik komplonun ardından Kürt halkının ve devrimci güçlerin gösterdiği tepkiler karşısında bütün Avrupa emperyalistleri, politik mültecileri iadesi ve sınır dışı edilmesine yönelik yeni yasalarla gözdağı vermeye çalışıyorlar.

Yıllardır halklarımıza, özellikle Kürt halkına yönelik her türlü soykırımın içinde olan, TC've destek sunan emperyalist güçler, devrimcilere yönelik saldırılarla faşist TC'nin komplolarına ortak olmaktadırlar. Onların demokratlığı da, insan haklarına saygıları da iki yüzlülükten, sahtekarlıktan başka bir şey değildir. İşkenceci, katilamcı, anti-demokratik bir devlet olan TC’ye bir yandan demokrası dersi verilirken, bir yandan da bu faşist karakterli devleti finanse ederek, her türlü komplo çabalarına ortak olarak, destek sunarak nasıl bir demokrası anlayşına sahip olduklarını gşstermişlerdir. Son sürecte onlarca politik mültecinin bizzat TC’nin iºkenceci cellatlarına teslim edilmesi, onların gerçek yüzünü daha çıplak bir şekilde gözler önünde sermiştir.

Faşist TC devleti yıllardır Avrupa'da siyasi faaliyetleri engellemek için kontra yöntemlerle çıkartmalarda bulunuyor. Devrimciler, yurtseverler, aydınlar hedeflenerek öldürülmek isteniyor. Susurluk devletinin tüm karanlık ilişkilerinde yer alan ve devrimcilere yönelik suikast eylemleri planlamak üzere Avrupa'ya gönderilen Alaattin ÇAKICI‘nın yoldaşımız İbrahim BINGÖL'e ve bir kısım devrimcilere yönelik suikast eylemleri gerçekleştirebilmek için nasıl çabaladığı, bizzat kendisinin basına yaptığı acıklamalarla ortadadır.

Bu tür planların, suikastlerin başarılamaddığı noktada ise, uluslar ararsı komplo yöntemleri devreye sokuluyor. Bunun en son örneği, Belçika hükümetinin işbirliğiyle 29. Mart 1999 tarihinde yoldaşımız İbrahini BİNGÖL nezdinde yaşandı.

Cunta mahkemeleri tarafından on yıl boyunca tutuklu bırakılan yoldaşımız tahliye olduktan altı ay sonra, MIT'in, siyasi polisin hazırladığı bir komployla, ilgisi olmayan eylemlerle suçlanmış ve 1991'de ikinci kez tutuklalanmıştır. TC'nin kendi yasalarını dahi çiğneyerek gerçekleştirdiği bu tutukluluk durumuna Ekim 1991'de gerçekleştirği özgürlük son veren yoldaşımız bu süreçten itibaren mücadelenin içerisindedir. Taki TC'nin Belçika hükümetiyle ortaklaşa hazırladığı bu komployla karşılaşana kadar.

Uluslar arası yasaların ve hukukun kendisine tanımış olduğu bir hakkı kullanmak üzere Ekim 1998‘de Belçika'da iltica işlemler başlatan yoldaşımız, TC'nin komplosuna ortak olan Belçika devleti tarafından 29 Mart 1999 tarihinde tutuklanmıştir. Belçika devleti yoldaşımız, hakkında Türkiye'ye iadesine ilişkin resmi prosedür işletmektedir. Kendi yasalarını çiğneyen bu hukuksuzluğa sessiz kalmayacağımız bilinmelidir.

Burjuva basını, yoldaşımızın tutuklanmasını TC'nin başarısı olarak sunup, kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır. Ortada ne bir yakalanma, ne de TC'nin başarısı vardir. Yoldaşımız Belçika'da ne kaçak olarak bulunmaktadır, ne de aranır durumu söz konusudur. 6 aydır iştetilen iltica prosedürünün sonuçlanmasını beklemektedir. Buna ragmen düpedüz bir komplo sonucu tutuklanmıştır. Abdullah ÖCALAN'ın haydutça kaçırılmasından kısa bir süre sonra gerçekleşen bu komplo ile faşist TC devleti, prestijini yükseltmeyi, halkta ve devrimcilerde moral bozukluğu yaratmayı hedeflemektedir. Gerçeklerin çarpıtılarak kamuoyuna yansıtılmasında bir araç olarak ise burjuva basın kullanılmaktadır. Böylelikle TC'nin ne kadar büyük ve nüfuzlu bir devlet olduğu kanıtlanmaya çalışılmakta, "nerede olursanız olun yakalarız, kaçamaysınız" mesajı verilmek istenmektedir.

Halklarımıza kan kusturan, eroinci, katliamcı, infazcı yüzü tüm çıplaklığıyla ortaya çıkan çete devletin içinde bulunduğunu tıkanıklığı gizlemek için ihtiyaç duyduğu küçükk zafer gösterilerinden başka bir şey değildir tüm bunlar. Bu tür komplolarla oligarşi, ne Devrimci Sol‘un ne de diğer yurtsever ve devrimici güçlerin mücadelesini boğamayacak, halklarmızı teslim alamayacaktır,

Belçika hükümeti, uluslar arası hukuku, evrensel insan haklarını ve kendi yasalarını çiğneme pahasına gerçekleştirdiği faşist TC ile işbirliğine son vermeli, İbrahim BİNGÖL yoldaşımız, derhal serbest bırakmalıdır.

13 Nisan 1999
Devrimci Sol



Devrimci Sol

Hauptseite