[Devrimci Cözüm Eylül 1999]

Tabutluğun yeni adı F Tipi Cezaevi

Ülkemiz sınıflar mücadelesi tarihrinde önemli bir konuma sahip olan cezaevleri her dönem hakim sınıfların yok etme, teslim alma, etkisiz hale getirmek için her türlü yönteme başvurduğu bir alan olmuştur. Özellikie 12 Eylül Askeri Faşist cuntası ile siyasi tutsaklara yönelik başlatılan bu saldırı dalgası tutsaklar tarafından her defasında direnişlerle, ağır bedellerle geri püskürtülmüştür. Siyasi tutsakların toplu direnişleri karşısında açmaza giren hakim sınıflar, tutsaklar arasında ki birlikteliği, dayanışma toplu hareket etmenin önüne geçmek, onları yalnızlaştırmak için her dönem yeni arayışlar içine girmiştir. Özel tip cezaevlerinden, hücre tipi cezaevlerine şimdi de F tipi cezaevi uygulamasını gündeme getirmektedir. Tüm iletişim araçları, satılık kalemşöderiyle, 'mehmetçik' medyasıyla ‘Lüksotel gibi, Avrupa standartlarında cezaevi" vb. demagojilerle bu cezaevlerini şirin gösterme, kitleleri aldatma asıl politikalarını maskelemeye çalışmaktadır.

Yıllardan beri gündeme getirilen-çeşitli isimlerle- hücre tipi cezaevleri her gibi, defasında direnişlerle, ödenen ağır bedellerle siyasi tutsaklarca geri püskürtülmüş. Ancak her geri adımda hakim sınılar bu uygulamayı hayata geçirmek için yeni senaryolar hazırlamış, uygun fırsatlar kollamış, kendisi açısından uygun koşulları yarattığında tekrar tekrar gündeme getirmiştir. Adeta siyasi tutsakları bir kısır döngüye sokmuştur. Bugünde kendisini daha güçlü-moralman-hissettiği" koşullarda F tipi adı altında tekrar hücre tipi cezaevlerini gündeme getirmiş, pratik adımlarını atmaya başlamıştır.

Hücre tipi cezaevleri veya F tipiyle hakim sınıfların asıl hedeflediği izolasyondur. Hücre sisteminin amacı önce tutuklunun kimliğini, kendisini hedefleyen, tüm diğer tutuklularla bağlarını koparan, toplumsal birlik ruhunu yok eden kendini yalnız hissetmek, güçsüz kılmak, sesleri farklı algılamak, veya hiç olmadığı halde bazı sesleri algılamak. Hücreler dar olduğunda yürüme alışkanlığını yitirme, günün hangi saatinde ne olacağını kestirememek, gittikçe konuşma yeteneğini yitirme, yirmi dört saat gözetlendiğini ama gözetleyenleri görmeme, yalnızlığı yaşamın bir parçası olarak algılamak ve giderek sosyal bir varlık olmaktan uzaklaşmak. Bu yöntemleri geliştiren ve üzerinde yıllara varan çalışmalar yapan CIA ve İngiltere'nin IRA üyelerine uygulaması. Yine Alman emperyalizminin RAF yöneticilerine yönelik uygulamaları ve elde ettikleri deneyleri bizim gibi ülkelerde uygulamaya çalışmaktadırlar. Bugün ‘Af’ tartışmaları, tasarısıyla , bir yanda toplumda ‘sosyal barış’, ‘demokratikleşme’ demagojileri ile yeni ataklar yapan hakim sınıflar asıl olarak siyasi tutsaklara teslimiyeti dayatmakta. F tipi cezaevleriyle siyasi tutsakları toplumdan yalıtmaya çalışmakta, yalnızlaştırıp teslim almaya çalışmaktadır.

Ülkemiz sınıflar mücadelesi tarihinde özellikle 12 Eylül faşist cuntası ile ciddi olarak cezaevleri mücadelesiyle tanışan sol ve devrimci hareket o günden bugünlere bu alanda hakim sınıflara karşı yürütülen göğüs göğüse mücadelede azımsanmayacak zengin deneylere sahip olmuş, küçümsenmeyecek birikimler edinmiştir. Can bedeli yürütülen bu mücadelede edinilen deney, yaşananların ışığında bugünkü saldırı dalgasının da püskürtülmesinde önemli bir silahtır.

Bunu iyi değerlendirmek, yaşanan tarihten dersler çıkarmak ve bunların ışığında daha derli toplu bir tarzda yeni direnişler örgütlemek, geliştirmek göreviyle karşı karşıyayız. Yaşanan süreçte, cezaevleri mücadelesi noktasında hakim sınıflar da dünden bugüne politikalarında deney kazanmış, uluslar arası emperyalist güçlerin desteğiyle de bir birikime soru sahip olmuş1ardır. Özellikle bugün içinde bulunulan koşullar ve dünya genelinde gerici dalganın hakim hale gelmesi ve ülkemizde süreçte yaşanlar, düne göre hakim sınıfların moral üstünlüğü daha fazla elde tuttuğunu göstermektedir. ‘Af’ tasarısıyla en azından toplumun belli bir kesimini tarafsızlaştıracağı, şovenist kesimin etkisini daha da geliştirip arttıracağı göz önüne alındığında F tipi ile başlatılan bu saldırı dalgasına karşı yürütülecek mücadelenin, örgütlenecek direnişin daha uzun soluklu olacağı gözden kaçırılmamalıdır.



Devrimci Cözüm

Hauptseite